Tom gene son soruda Geo^^yla acaip dalga geçmiş (zuhaha)

Rock Louder röportajı. Umarım daha önce koyulmamıştır. Çok hoş bir röportaj özellikle son 2 soru ve cevapları çok hoş ışte bu da link; http://www.rocklouder.co.uk/articles/3639/Interview-Tokio-Hotel.html Yorumlarınızı bekliyorum. Umarım sizde beğenirsiniz

Tokio Hotel çoktan fırtına tarafından Avrupa’ya götürüldü ve biz ufukta beliren ilk UK singlelarıyla birlikte delikanlılara sohbet için yetiştik.

Merhaba. Nasılsınız? şu anda neredesiniz?

Bill: Merhaba. şu anda Hamburg’a yakın olan stüdyo-dairemizdeyiz.

ılk ıngilizce albümünüz sonraki sene ıngiltere de piyasaya çıkmış olacak. Heyecanlı mısınız?

Tom: Elbette. ıngiltere’de ilk şarkımız “Ready, Set, Go” ile 27 Ağustosta başlıyoruz. Bizce UK müzik söz konusu olduğunda eşsiz. Bu yüzden biz gerçekten Avrupa’nın ana topraklarından uzakta tepki alma tecrübesi edineceğimiz için heyecanlıyız. Bununla birlikte bizim ilk izlenimimiz haziranın ortalarında ıngiltere’de canlı yayına çıktığımızdan beri muhteşem. Nasıl rock yapılacağını bilen inanılmaz fanlar oradaydı.

Hiç eski şarkılarınızı çalmaktan sıkıldığınız oldu mu?

Georg: Asla! Biz baştan beri daha eski şarkılarımızın olmasından mutluyuz. Bill ve Tom henüz 18’ine gelmek üzere bu yüzden tahmin ediyorum ki repertuarımıza bakıp “Oh. Gerçekten uzun süre önce bestelediğimizi şarkılarımız var” demek tamamen olağanüstü[herkes gülüyor]Biz bütün bu şarkıları yazmamızı bir zamanlar yaşadığımız olaylara bağlıyoruz bu yüzden onlar bize çok şey ifade ediyor ve yaşamımızın bir parçası haline geldiler. Biz onları genelde sık sık yeniden kaydetmek zorunda kaldık çünkü Bill’in sesi değişti. Ses perdesi derinleştikçe derinleşti ve bu yüzden yeniden kaydettik. şimdiye kadar birçok canlı performans sergiledik ve her seferinde bu performanslarımız eski şarkılarımız için bir muhafaza olduğu için çok heyecan vericiydi.

Henüz dilini konuşamadığınız ülkelerde lafa karışmaya çalışmak göz korkutucu/yıldırıcı mı?

Bill: Bu kesinlikle bizim için daha çok meydan okuma demek(challenging yazıyodu). Bununla birlikte dil, artık bizimle birlikte tercümanlarımız olduğundan beri çok büyük bir sorun değil. Birçok değişik ülkedeki fanlarımızın Almanca öğrenmeye başlaması müthiş bir deneyim ve bütün bu değişik aksanları dinlemek çok hoş!

Daha ciddi müzisyenlere benzetilmek yerine pop gruplarına benzetilmekten dolayı kızgın mısınız?

Bill: Biz güçlü bir pop tavrıyla rock yapıyoruz. Hiçbir zaman başka bir şey yapıyormuşuz gibi davranmadık çünkü bu bizim 10 yaşından beri yapıyor olduğumuz şey.

ıngiltere’deki şimdiye kadar ki tepkiler nasıldı?

Gustav: ıngiltere’ye ilk gelişimizden önce bir çok fandan mail ve mektup aldık, şaşırtıcıydı. Daha sonra ıngiltere’deki ilk canlı gösterimizde bir çok fan bizi çok hoş karşıladı ve cehennem gibi çığlıklar attılar. Müthiş bir geceydi. Çok fazla kişinin izleyeceğini ummuyorduk. Kesinlikle büyük bir sürpriz oldu.

Amnesty International albümü için ‘Instant Karma’ yı coverladınız. Hangi şarkıyı çalacağınızı seçebildiniz mi? Tittle track’i Greenday ve U2 gibilerin üstünde olarak coverladığınız için heyecanlı mıydınız?

Tom: Daha önce hiç cover yapmamıştık ve Amnesty bizimle ‘Make Some Noise’ u desteklemek için John Lenon’un efsanevi şarkılarından birini coverlamak konusunda iletişim kurduğunda müthiş hissettik ve dedik ki; EVET, derhal! Hangi şarkıyı seçeceğimiz konusunda özgürdük ve ‘Instant Karma’ yı sevdik. Projeye başka kimlerin katılabileceğini bilmiyorduk. Söylemeye gerek bile yok, bu albümün bir parçası olmak ve diğer insanlara yardım etmek gurur verici.

Avrupa’da çok popülersiniz. Zirveye ulaşmış gruplar konusunda endişeli misiniz?

Bill: ılk 1 numaraya yükselen hitimizden beri merak ediyoruz; “Bu daha da artabilir mi?” diye. Cevabın evet olacağını tahmin etmememize rağmen hayranlarımız bunu olabileceğini bize her gün gösteriyor. Yıllar önce 5 kişilik seyirciden oluşan konserler verdik. Bu sene yaklaşık 500.000 kişilik bir topluluğun önünde çaldık. Eğer gelecekte yine 5 dinleyicimiz olursa bunu yeniden yapabiliriz. Biz sahneye bağımlı olduk. şu anda başarımızın her saniyesinin yapabildiğimiz kadar tadını çıkartmaya çalışıyoruz.

5 yıl sonra nerede olacaksınız?

Tom: Sanırım Georg’un ilk sexini kutluyor olacağız.[herkes gülüyor](ah ah gece gece yine güldürdü beni kereta gelde bu çocuğu sevme )