Bill^^in yanında yatmak nasıldır? veya Tom sabahları nasıl kalkıyor?

Alman Top Of The Pops dergisinin 2006 yilinin yapilan bir röpörtaj.


Gel, simdik bi privat olalim.

Bill in yaninda yatmak, nasildir? Yada Tom sabah nasil kalkiyor? - herseyi bilin <3


Aksam, yatmadan önce, ne yapiyorsun?
Georg: Haberlere bakiyorum. Normalde hep television acik kaliyor, ve ben koltukda uyukluyorum, sonra da sayiden yatmam geliyor. Bütün gece TV acik kaliyor, sabah kalkarsam yeni kapatiyorum.

Gustav: Böyle bisey ben hic yapamazdim.

Bill: Televisionu kapat, öyle yat. Hic bir zaman ben televisionla birlikte yatamam. şuuraltında birine sikinti veriyor, ve sabah tam bitmissin gibi, oluyor insan.

Tom: Ben yatama gidiyorum, uzaniyorum, ve 5 saniyede yok um.



Peki, nasil yatiyorsun?
Bill: uzanirken, sag dan sola, göbeyimin, ve sirtimin üstünde dönüyorum. Bir zaman da öyle yati veriyorum iste. Ama hic bir zaman, yatigim, gibi kalkmiyorum. Bazen kafamla ayak kizminda kendimi sabah buluyorum, ve bütün badaniyeler yerlerini degistirmisler.

Tom: göbek, sirtüstü, yan, bu hic farketmez.

Georg: ben hep yan yatiyorum. Ama iste su anlar göbeyimin üstü en rahti.



Horluyormusun?
Tom: yoo

Georg: tour otobüsümüzde horladimmi?

Tom: hayir, Gustav tek horluyor bizim aramizda



Ne kadar uzun, saat caliyor, sabah sen kalkmadan önce?
Tom: Iki, yada üc sefer. O zaman hep bucuk saat, ileriye aliyorum.

Georg: Aslinda, hic biseyden uyanmiyorum. Saat i kuruyorum da, ama caldiktan sonra yine kapatiyorum, ve devam uyuyorum.

Gustav: Ben erken kalkan bir insanim. sabah yedi bucukda uyaniyorum.

Bill: Bu cok ilginc. Tom, Georg ve ben öylene kadar, saat 15 veya 16 ya kadar yatiyoruz, ve yinede saat kurmamiz lazim oluyor. Studio ya gec gitmiyelim diye. Gustav se bi kac saat önce uyaniyor ve kahvalti hazirlamis oluyor. Bu cok güzel, bende onun gibi olmak isterdim. Öyle günden cok fazla beraber aliyorsun. Benim özgür bir günüm olsa, hep yatiyorum. Saatimi genellikle ileriye aliyorum. Ve erken yataga girersemde, yani saat 6 da, o zaman da 18 olana kadar yatiyorum. Hala da ukum oluyor. Cok bitim, bende bilmiyorum.



Ne kadar uzun, dus aliyorsun?
Bill: Tam bir banyo insaniyim.



Her günmü?
Bill: Evet. Cilde iyi gelmiyor, ama, demi? Ama yinede yapiyorum. Evde öyle sevmiyorum, dus almayi, cünkü orda banyomuz var. Hotel derdeysem, seviyorum, orda dus lar varsa. O zaman yere oturuyorum, ve suyu üstüme akitiyorum. Bu cok güzel oluyor.

Georg: ben de cok dus yapan insanim. Cok uzun dusun altinda kaliyorum. Stres im olursa, tek 5 dakkika sürer, yoksa hep bucuk saat e geliyor.

Tom: Bende sevkle dus yapiyorum. Cok zamanim olursa, bende de uzun sürüyor.





Italiyan restaurantinda ne yiyiyorsun?
Gustav: salamli pizza. Ve pasta dan, Carbonara.

Tom: Pizzaa! Salamli, margherita, hawaii. Klassik pizza cesitlerinde.

Georg: makarna, peynirli, domatesli ve coook parmesan yanina. hep ekstra porsiyon bana parmesandan lazim.



Okul la nasil devam ediyor?
Bill: Tom ve ben okula devam ediyoruz, yanliz, uzak okul (türkcesini bilmiyorum, ) la okulumuzu bitirmeye calisiyoruz. Bi kac tane matreal postay la geliyor, bizde onu dolduruyoruz, ve yine geri postaliyoruz. Yeni yilin basinda, sinavlara giricez, orta lise okul bitirimin devami icin, ve sonra da mezuniyet sınavı geliyor.

Gustav: Benim de orta lise okul bitirimin devami var. Simdikde mezuniyet sinavi icin calisiyorum.

Tom: Georgda bölüm mezuniyet sinavi bitirdi




Kontagin var mi, okul daki ögrencilere, ve biliyormusun, neleri kacirdin diye?
Bill: cok az. Hic canim istemiyordu, o insanlara arkadaslik kurmayi, onun icin baska arkadaslar aradim. Tek bi tane arkadasimiz var, Tom ve benim, en iyi kocumuz. O hala o okul a gidiyor ve bazen anlatiyor, ne oluyor diye orda. Masallari duyarsam, bizim eski ögretmenlerimizden, cok mutluyum, bu seyleri kendime zorlatmiyorum diye, artik.




Annene ve babana en son ne hediye ettin?
Bill: Annemim dogum günü vardi, zaten, cok olmuyor. Ona bos zamanlarinda kullanabilecek, bir canta almistim, ve bi tane Skunk Anansie CD si.

Gustav: Birak bi düsünim. . Annemin daha dogum günü gelmedi ya. Ama babama yeni Red Hot Chilli Pepers albümünü herdiye etmistim : Stadium Arcadium.

Tom: benim annem bi tane parfüm hediye olarak aldi, ve bir belge cantasi.

Georg: Anneme büyük bi cicek hediye etim, ve bir navigasion systemi. Üvey babamda parfüm aldi, be bi tane kitap.




Bir million euro size hediye gelse, ve bir hafta sonu özgür dolu olsaydi, ne yapardiniz?
Bill: Bir hafta sonu icin, ben galiba hic birsey yapmazdim, tek büyük bir satin alma yapardim. Kendime bir villa alirdim, internet den belki, cabuk alim diye. Yada belki Kemar haneye giderdim, ve parami tam bitirirdim. Ama cimriliyim, ortaya cikardi, ve parami kopturmak bana aci verirdi. 1 millionluk para yi hediye olarak alirsam, öyle bisey ama yapardim.

Georg: Arabalar al. Ve bi tane ev, ama güney bi yerde. Ve kendi clubünü ac. Belki de bir ada ya tatil yaparak git, ve en iyi parti lerde eylen. Yada New York ka uc.

Tom: Evet, arabalar iyi. Ben eylenmeye giderdim, ve herkeze sampuz verirdim.



Hangi konuda, cok, cok konusmak isterdiniz?
Bill: En sevdiyim sey, müzik den konusmak. Ve bunu zaten her zaman yapiyorum. Benle en iyi Nena la konusabilir bir insan, galiba.

Tom: Benim de en sevdiyim konu, müzik. Bunda bille herseyi ama bilmiyorum.



Ilk sokuldugun theddy bear in nedi?
Georg: bi bağırtlak di. biz onu viril aldik. Annanem bana dogudum zaman hediye etmisti.

Tom: Benim dogdum zaman, bende bi tane aldim. Ama o bi it di. Adi da yoktu, ona tek hep it diyordum.



Senin en komik, cucukluk hikayen ne?
Bill: Aman tanrim. Tom ve ben kücükken, yeni bir halimiz vardi, evin icinde. Ciceklerle oynamistik, ve hersey halinin üstüne gelirdi. Onun yüzünden annemis le ve babamis la sorunluluk cikmisti hep.

Tom: Cok konusan bir insanim ya. Cocuklugumdan beri. Onun icin, zor bir cocuktum. Ve Bill le ben beraber daha zor oluyorduk. Bütün gün gevese gibi biseylerden anlatiyorduk. Sanirim, annemis ve babamis icin zor günlerdi, bunlar.

Georg: Annenis ve babanis icin hala da zor günler!

Tom: Hep bizden büyük arkadaslarimiz vardi, ve bunun icin her zaman disariya cikmak istiyorduk. Zor ama sevimliydik.



Diyebildigin ilk kelime neydi?
Georg: Ilk kelimem 'karga' di. Bunu komik buluyorum. Halle de, annanemin ve dedemin yanimda otuyuyordum, ilk zamanlar, annem ve baban universitete okuyorlardi diye. Yolarin arasinda, aclarda hep kargalar oturuyordu.



Eher kiz olsaydiniz, adlariniz ne olurdu?
Georg: Bilmem

Tom: Annem bunu hic düsünmedi. Biliyordu ya, bir oglan olucami. Beni gördü, ve hemen " Bu Tom!" dedi.



Para karsiligina hayatinizda neyi hic bir zaman yapmazdiniz?
Tom: Kendimi hic bir zaman yamultmazdim. Biri bana para verirse, ve "Halk sarkilari söyle" derse, bunu yapmazdim.

Georg: Bende katiyen, kendim baskasina bensesin diye, ameliyat olmazdim




... son