KAYNAK:http://www.tokiohotelus-forum.com/viewtopic.php?t=9339
Başarının karanlık tarafı..
Bütün altınlar parlamaz..Tokio Hotel'in canı şöhret hayatlarının oldugu bazı sitelere sıkılmış..
Üç yıldır,onlar değişmez bir gözlem altındalar..Maldivlerdeki tatillerinde,Paris gezisinde yada dünyadaki herhangi bir hotelin önünde bile..Bill(19),Tom(19),Gustav(20) ve Georg(21) nerdeyse ,paparaziler çok uzakta değiller,flaşlar hemen cocukların üstünde patlıyor..Bu her zaman cocuklar için memnun edici değil..BRAVO'ya açıklıyorlar..
BRAVO : Bir star olarak hayatınızda nefret ettiğiniz şey nedir?
BILL : Fotografların önemi..Ama bazen bundan nefret edıyorum,çünkü özel hayata sahip değiliz..Ve en kötü şeyde paparazziler..
TOM : Bizim için aile ve arkadas yasamımızı korumak çok önemli..Onlar bizim işimizle ilgili birşey yapmıyorlar.Eger onlarla olsaydık,bu bizim için kötü olurdu özellikle paparaziler oraya cıktıgında
BILL : Tamamen bir şeytan olmalısın,paparazi olmak için..Onlardan nefret ediyorum..
BRAVO : O zaman burda Almanya'da şanslı olmalısınız,burda paparaziler zararsız..
TOM : Evet bu dogru.Diğer ülkelerde bu gercekten daha zor.Fransa ve Amerika'da paparaziler en göze batan şeyler..
BRAVO : Canınızı sıkan şeyler neler?
BILL : Bazen,hersey fazla geliyo bana..Sonra yatagıma uzanıyo ve dusunuyorum:''Daha fazla devam edemicem!'' Sonra kolay katlanılmıcagını dusunuyorum,kameralara gülümseyemiyorum yada insanlardan esinlenemiyorum.Birilerinin bana yardım etmesini gerektigini hissediyorum.Çünkü özgüvenimi tamamen kaybediyorum ve kısa bir ara vermek istiyorum..
TOM:Bazen ev ortamını özlüyorum..
GEORG : Uzun bir yolculuk oldugu zaman evimi özlüyorum..Sonra kötü hissediyorum kendimi..
BILL : Bazen rahatsız bile oluyorum.Ve eger evimden uzakta olmak..Bu gercekten cok kötü..
Almanya'yı özlüyorum.Hotel odasında yanlız kalınca üzülüyorum.Ne kadar çok sevsemde grubumla yolda yada hotel odasında duygulanıyorum...Nedenini bile bilemiyorum.Ama sonra kendımı yatagımda hayal edıyorum.Tom bunu asla kabul etmez,ama bahse girerim o da bazen üzülüyor.Sonunda hotel aşinalıgı tekrar gidiyor..
TOM : Ben aynı zamanda Alman tuvalet kagıtlarını özlüyorum (Gülüyor).Dünyanın sonunda olsak bile yinede evimize gitmeyi iple cekiyoruz..
BRAVO : Bir çok skandal ve dedikoduyla yasamak zorundasınız.Bunlarla nasıl başa çıkıyorsunuz?
BILL : Çogu kez onu önceden biliyo oluyoruz,ne olucagını..Sonra bir kulüpte yemek yerken ertesi gun gazetelerde ne olucagını kesinliklr biliyoruz:''Gençler alkol kullanıyor.Onlar nasıl örnek olacaklar?!''
TOM : Yada şunun gibi birşey:''Tom masada yanlız oturuyor-gruptan ayrılıyormu?'' da cok populer..
GUSTAV : Yada ''Bill üzgün görünüyor-Depresyondamı?
TOM : Herşey ,kişisel olarak tanımadıgımız insanlar,bizim hakkımızda yazıyorlar.Gercekten önemsemiyorum.Ama eger bu ailemizle ilgiliyse o zaman iş değişir..
BRAVO : Buyukbabanızla ılgılı bır hıkaye var - vuruldugu ileri sürülen?
BILL : Komik birşey,o bizim büyükbabamız değil.Hatta adamı tanımıyoruz bile..
TOM : 2000in üstünde köşe var.Ama herkes onunla bir alakamız oldugunu söylüyor..
BILL : Okuldaki gibi.Butun kızlar yanımızdaydı ve her bir sınıf arkadasımız bizim en iyi arkadasımız sayılırdı.Ve ben aynı zamanda butun insanlara 20 euro borclu olmalıyım..